Tutkunun Dansı Sex Hikaye

Ayşe, İstanbul’un Boğaz’a nazır bir yalısında, yaz gecesinin serin esintisiyle dalgalanan perdelerin arasında aynaya bakıyordu. Yeşil saten elbisesi, lise balosunda giydiği o efsanevi kıyafetti. Vücudunun kıvrımlarını saran bu elbise, ona her zaman bir kraliçe gibi hissettirirdi. 32 yaşında, olgun ama hala gençliğin ateşini taşıyan bir kadındı. Kendiyle barışık, güçlü ve çekiciydi. Ama bu gece, kalbi başka bir sebeple çarpıyordu. Kardeşinin en yakın arkadaşı Mert, bu akşam yalıya yemeğe geliyordu. Mert, Ayşe’nin yıllardır gizli bir hayranlık beslediği, 28 yaşında, karizmatik, esmer bir adamdı. Onun derin bakışları ve kendinden emin gülüşü, Ayşe’nin aklını başından alıyordu.

Kapı çaldığında, Ayşe’nin kalbi hızlandı. Mert, siyah bir gömlek ve kot pantolonla içeri girdi. Elinde bir buket kırmızı gül vardı. “Ayşe, bu ev her zamanki gibi büyüleyici. Ama sen… bu elbise…” dedi, gözleri Ayşe’nin üzerinde gezinirken. Ayşe hafifçe gülümsedi, “Teşekkür ederim, Mert. Sen de fena görünmüyorsun.”

Yemek masasında, mum ışıkları altında şarap kadehleri tokuştu. Sohbet, eski anılardan, lise yıllarından, Ayşe’nin balo gecesindeki dansından açıldı. Mert, “O gece seni o yeşil elbisede gördüğümde, nefesim kesilmişti. Ama cesaret edememiştim,” dedi. Ayşe’nin yanakları kızardı. “Peki, şimdi cesaretin var mı?” diye sordu, gözlerinde muzip bir ışıltıyla.

Mert, sandalyesinden kalktı ve Ayşe’ye elini uzattı. “Dans edelim mi?” Ayşe, elini onun avucuna bıraktı. Salonda hafif bir caz melodisi yankılanıyordu. Mert’in kolları, Ayşe’nin beline dolandığında, zaman durmuş gibiydi. Ayşe, onun güçlü ellerini, sıcak nefesini hissediyordu. Dans ederken, Mert’in dudakları Ayşe’nin kulağına yaklaştı. “Seni yıllardır hayal ediyorum, Ayşe,” diye fısıldadı. Ayşe’nin bedeni titredi, ama bu korkudan değil, tutkuyla dolup taşmasındandı.

Dans, bir öpücükle kesildi. Mert’in dudakları, Ayşe’ninkilere yumuşak ama kararlı bir şekilde değdi. Ayşe, kendini bu ana kaptırdı. Öpücükleri derinleştikçe, ikisi de kontrolü kaybetmeye başladı. Mert, Ayşe’yi kucağına aldı ve yavaşça yatak odasına taşıdı. Yeşil saten elbise, yere kayarken Ayşe’nin teni ay ışığında parlıyordu. Mert, onun boynunu, omuzlarını öperken, “Sen bir sanat eserisin,” dedi.

Ayşe, Mert’in gömleğini sabırsızlıkla çıkardı. Onun kaslı göğsüne dokunurken, içindeki ateş daha da harlandı. Mert’in elleri, Ayşe’nin kalçalarını kavradı, onu kendine çekti. Ayşe, Mert’in sertleşen penisini pantolonunun üzerinden hissettiğinde, dudaklarından bir inilti koptu. “Mert… istiyorum seni,” dedi, sesi titrerken.

Mert, Ayşe’yi yatağa yatırdı. Yavaşça, onun iç çamaşırını sıyırdı ve dudaklarını Ayşe’nin vajinasına değdirdi. Ayşe, bu dokunuşla zevkten titredi. Mert’in dili, onu keşfederken, Ayşe’nin inlemeleri odayı doldurdu. Her hareket, her dokunuş, ikisinin de birbirine olan tutkusunu daha da körüklüyordu. Ayşe, Mert’in saçlarını tuttu, “Lütfen… daha fazla,” diye yalvardı.

Mert, kendi pantolonunu çıkardı. Penisi, sert ve hazır, Ayşe’nin gözlerini kamaştırdı. Ayşe, onu eline aldı, yavaşça okşadı, sonra dudaklarıyla tanıştırdı. Mert’in inlemeleri, Ayşe’yi daha da cesaretlendirdi. Onun ağzındaki sıcaklık, Mert’i çıldırttı. Ama ikisi de daha fazlasını istiyordu.

Mert, Ayşe’yi sırtüstü yatırdı, bacaklarını nazikçe ayırdı. Penisini, Ayşe’nin ıslak vajinasına yavaşça soktu. Ayşe’nin nefesi kesildi, ama bu zevkten kaynaklanıyordu. Mert, ritmik hareketlerle onu doldururken, Ayşe’nin tırnakları onun sırtına gömüldü. “Hızlı… lütfen,” dedi Ayşe, gözleri tutkuyla parlıyordu. Mert, hızlandı, her hareketinde Ayşe’nin bedenini daha derin bir zevke sürüklüyordu.

Bir süre sonra, Mert, Ayşe’yi ters çevirdi. “Bu elbiseyi giymeni hayal ederdim… ama böyle daha güzel,” dedi, Ayşe’nin kalçalarını okşarken. Anüsüne nazikçe dokundu, Ayşe’nin rızasını almak için gözlerine baktı. Ayşe, başını salladı, “Evet… seninle her şeyi isterim.” Mert, kayganlaştırıcı kullanarak yavaşça Ayşe’nin anüsüne girdi. Ayşe, önce hafif bir acı hissetti, ama bu hızla yerini yoğun bir zevke bıraktı. Mert’in hareketleri, onu bambaşka bir boyuta taşıdı.

Gece boyunca, ikisi de birbirlerinin bedenlerini keşfetti. Ayşe, Mert’in penisini tekrar ağzına aldı, onun zevkten inlemesini izledi. Mert, Ayşe’nin vajinasına, anüsüne, her yerine hayranlıkla dokundu. İkisi, defalarca orgazmın doruklarına ulaştı, her seferinde birbirlerine daha çok bağlandılar.

Sabah, güneş Boğaz’ın sularına yansırken, Ayşe ve Mert yatağın içinde birbirlerine sarılmış yatıyordu. Ayşe, Mert’in göğsüne başını yasladı. “Bu gece… hayal ettiğimden bile güzeldi,” dedi. Mert, onun saçlarını okşadı. “Bu sadece başlangıç, Ayşe. Seninle her anı böyle yaşamak istiyorum